10 Şubat 2016 Çarşamba

Erkan Akagündüz & Ahmet Yavuz

"Bazı adamlar, korkaktır, incitmekten, dokunmaktan, sevmekten ve sonrasında acı çekmekten korkar. Bazen acaba söylersem, kaybeder miyim korkusu ile başka birisi ile beraber oluşunu seyrederler.
Bazı adamlar, elini kaldırsa anca sevdiği kızın saç tellerine değer elleri. Hayatı boyunca bir kez bile doğru düzgün sevilmemiş olması nedeniyle; en çok onlar sever.
Bazı adamlar o kadar çok sever ki.. Uğruna onlarca sigara, onlarca şarkı ve onlarca kilometre gidilebilir.
Bazı adamlar büyük cüzdanları ile değil, büyük yürekleri ile konuşur. Cebinde eve dönüş parası yoktur; “karnın aç mı, bak doğru söyle” diyebilir.
Bazı adamlar aptaldır; olmayacağını bile bile , başkasıyla olduğunu bile bile genede sevmeye devam edebilir.
Bazı adamlar cesurdur. Normalde kafasını eğerek geçeceği bir ortamdan yanında sırf sen varsın diye, göğsünü gere gere yürüyebilir.
Bazı adamlar kekemedir, bir çok defa denemesine rağmen seni sevdiğini söyleyemeyebilir.
Bazı adamlar çok kıskançtır, biraz da komik; seni en komik anında bile kıskanabilir.
Bazı adamlar biraz babana benzer.
Biraz da annene.
Eve geç kalma, o elbiseyi giyme, o konuştuğun kimdi.
Bazı adamlar bitanem, hayatından öylece geçip gider, tutamazsın.
Gel diyemezsin, dön diyemezsin, özledim diyemezsin.
Öylece bakarsın arkasından.
Gidişleri de adamca olur.."
Erkan Akagündüz & Ahmet Yavuz

9 Şubat 2016 Salı

gel hadi sarılalım gel hadi yağmur yağacak.

sen hemen üşürsün çünkü. sen hemen sarılsınlar istersin. ne bileyim, biz biraz ayaz görsek, sabaha buz olur kayarız diye gecesinden mahalleyi ıslatan çocuklardık. yağmur falan hiç yağmazdı.
yokuşun sonuna kadar düşe düşe, kıra kıra bacağı,
bacak kırmak o zaman çok güzeldi,
kalp kırmak öyle mi şimdi?
o yokuş düzelmiş geldim baktım
büyümüşüz, eldivenlerimiz uzakta kalmış, üç arkadaşımın annesi falan ölmüş
biz mehmet'i annesi çağıracak diye bekliyorduk, ezan okundu sandık, selaymış...
orada izler bırakmışız, güzelken acı
bunları bildiğimizden,
bildiğim izden gitmek derdinde puştun tekiyim hala,
yol göstermesen..
beni anlasan..
burada kendimi sorgulasam, desem,
"neyi nasıl anlayacaksın ya.
bende bıraktığın küçücük bir izin büyüklüğünü
hangi birimle ifade edeceksin. sevmiştik bir birim izi işte."
şimdi herkes gitmiş ve yalnız kalmışım,
sevebilecek birilerini aramışım, mezarlıkta aramışım,
bu arada;
annenin mezarına senden daha çok gitmişimdir mehmet,
seni arayamadım, kızma
seni çağırsın diye gittim gittimse.
şimdi
ne bekliyorum ben de bilmiyorum abi. mesela yağmur yağınca bir yere kaçmasın, ıslanalım,
makyajı akacaksa da aksın ben onu öyle seveyim.
üşürse, sabahı bekleyelim
öp me ye yim.
sigara içelim;
bunu yüzüne söylesem şu an
ya çocukken
10 arkadaş sokakta bira şişesi toplayıp
sonra onları satıp sigara almışız.
adam başı iki dal.
iyi çocuklarmışız.
hani çok güzel bir gömleğin vardır,
işçisindir de,
yalnızca pazar günleri giyebilirsin onu.
sen böyle bir şeysin
ve bu hayatlar beni çok acıtıyor nedense.
"bana bu gömleği mehmet verdiyse,
çizgilerini babam aldı..."
gel hadi sarılalım
gel hadi yağmur yağacak.
gökhan inesi

Şimdi de iyi geceler diliyorum sana.. ''Anlayabilirsen..''

Günaydın diye mesaj atardım her sabah. Ondan önce yada sonra kalkmış olsam bile. Ama illaki atardım. O ise sıradan bir mesaj olarak betimlerdi bunu her seferinde. Bir kez olsun anlamadı.
'Günaydın, sabahın bilmem kaçı belki daha uyumadım ama aklıma düştün, benim için değerlisin lan işte'
diye atacağım mesajı, kısacık 1 kelimeye sığdırdığımı..
Şimdi de iyi geceler diliyorum sana..
''Anlayabilirsen..''
Erkan Akagündüz - İlk Acım Değilsin Kitabından..

Bir gece başımızı alıp gitsek diyorum - Ümit Yaşar Oğuzcan

Bir gece başımızı alıp gitsek diyorum
Bir deniz kenarı mı olur
Bir dağ başı mı olur
Kaçsak bu kalabalıktan
Bir yer bulsak kendimize
Düzenli yaşamalardan uzakta
Bir yanımızda şehrin ışıkları
Bir yanımızda kucak dolusu yıldızlar
Orada hiç yemesek hiç uyumasa
Hiç düşünmesek yarını
Sonra unutsak sıkıntısını günlerin
Gecenin karanlığını
Sonra bıraksak kendimizi sevgiye erdemliğe mutluluğa
Her nefes alışta duysak yaşadığımızı
Sonra kaybolsak bu özgürlükte
Bu hazda
Bu derin aydınlıkta
Sonra sabah
Sonra paydos
Sonra kurtuluş
Sonra ölüm
Ümit Yaşar Oğuzcan

8 Şubat 2016 Pazartesi

Nazimolmak Nedir ? Kimdir ve Hangi Amaçla Kullanılıyor.

Nazimolmak büyük şair Nazım Hikmet Ran adından esinlenerek açılmış bir edebiyat paylaşımları yapan sosyal medya ile de bunu takipçilerine ulaştırmayı ilke edinmiş hesaplar bütünüdür.
Google da nazim-olmak adı ile blogspot portalında hizmet vermekle beraber twitter da @nazimolmak , Instagram da yine aynı şekilde @nazimolmak kullanıcı adlarını taşımaktadır. Gün içerisinde Nazım Hikmet dahil bir çok yazar ve şairin sözlerini paylaşıp insanların edebi yönlerini ve şairlere karşı bakış açıklarını değiştirmek ve geliştirmek en önemli amacı olmuştur.
Düzenli paylaşım yapan bu hesapları bugün itibari ile 52 bin civarında insan takip etmektedir. Instagram, google, twitter'ın dışında tumblr da da nazimolmak kullanıcı adı ile de insanların okumalarına yardımcı olmaya çalışıyorlar...

Mona Roza, Tomris Uyar

Ben en çok şiirleri sevdim. Sonra Ece Ayhan'ı, elbette Turgut Uyar'ı, Cemal Süreyya'yı (İki y ile! Güzel seven adamlar aşkta kaybetmezler), İsmet Özel'i, Ahmet Telli'yi, Sezai Karakoç'u, Nazım'ı… 
En çok Tomris'i kıskandım, 
sonra Roza'yı… 
Mona Roza… 
Mona 
Roza … 
Kendi hikayelerimin Piraye'si olmak en büyük yıkımım. Tomris gibi kandırılmamış, Mona gibi vazgeçilmemiş olmak isterdim belki, belki de istemezdim. 
Belki de değildim. 
Değildim. 
Değilim. 
Adına şiir yazılmamış Galina kadar hüzünlü, Adına şiir yazıldığını sanan Piraye kadar yıkık her zaman. Vera sonsuzluğunu bekleyen kalp, Leyla umutsuzluğuyla yuvasına dönüyor. Şiir seven her kadın “Çekiyor kirli elli adamlardan” 
“Seviyor mu, sevmiyor mu?” Diye diye hiç ettiğim papatyalar çok kızgın. Aramızda kalsın, sevmiyor çıkmasın diye önceden yaprakları sayanlar oluyor. Sevmediğini anlamamak için çok uğraşıyorsun ya; işte asıl o acıtıyor. 
Domates soslu makarnalar samimiyetsiz: ütüyü fişte, yemeği ocakta unutan ablalar acı. 
Ve bir de ben. 
Kulakta kulaklık, müzik çalmıyor. 
Şiir kitapları üzgün. Kaldırım taşları yorgun.. 
Oysa ben evinin önündeki kaldırım taşı olsam yorulmazdım. 
Ayaklarınla üzerime bassan acımazdım. 
Yerimden söksen atsan bir yerlere, ellerin dokundu işte. Dokunsan dağılırdım.
Sen vurdun. 
Yaktın, yıktın. 
Bana viraneler bıraktın. 
Günahlar, acılar, griler bıraktın. Şairlerden Nazımı bıraktın Acılardan Piraye'yi. Göğü aldın, Turgut Uyar için üzüldüm. 
Sarılar, ortalar, saklılar bıraktın. 
Dizlerimi karnıma kadar çektim, ağlayacak anı bıraktın. Her anı dolu dolu acı bıraktın. 
En çok şiirleri severdim ben. 
Beni kendi şiirimden kopardın. 

Bence Şimdi Sen De Herkes Gibisin Nazım Hikmet

Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor 

Onlardan kalbime sevda geçmiyor 

Ben yordum ruhumu biraz da sen yor 
Çünkü bence şimdi herkes gibisin 

Yolunu beklerken daha dün gece 
Kaçıyorum bugün senden gizlice 
Kalbime baktım da işte iyice 
Anladım ki sen de herkes gibisin 

Büsbütün unuttum seni eminim 
Maziye karıştı şimdi yeminim 
Kalbimde senin için yok bile kinim 
Bence sen de şimdi herkes gibisin
Nazım Hikmet